top of page

ZAMANIMI YAKALAR MISIN?

Güncelleme tarihi: 9 Eki 2024

 


 

“Zamanı yakalamak istiyorsak, onu nasıl kaybettiğimizi bilmek gerekiyor. Zaman kaybı bizim çılgınlığımız, bilinçaltımız ve tutarsızlığımızdır. Zaman kazanmaya yönelik çılgın bir yarışın rıza gösteren kurbanlarıyız.” 

Helene L’heuıllet, Gecikmeye Övgü

 



zaman yönetimi


Zaman, çocuklar ve yetişkinler için aynı hızda akmaz. Uzun bir an, çocuğunuz için belki de sadece birkaç saniye demektir. Bu durumda, ebeveyn olarak çocuğunuz için zamanı hızlandırmaya çalışmak veya ona zaman yönetimini öğretmek doğal bir eğilimdir. Ancak, sürekli olarak zamanı yönetmek zorunda mıyız?

 



Çocuklar, zamanı kendi hızları ve ilgileriyle algılarlar. Sabah uyandıklarında, yatakta birkaç dakika daha pineklemek isteyebilirler; evden çıkma zamanı geldiğinde, geç kalmanın ne anlama geldiğini kavrayamayabilirler. Peki, çocuklar bu doğal hallerinden nasıl vazgeçebilirler?

 



Zaman yönetimi, hayatımızın önemli bir parçasıdır; ancak yönetemediğimiz zamanlara nasıl bakmalıyız? Geç kalmanın getirdiği hüzün ve yönetilmeyen zamanların yarattığı gerginlikle nasıl başa çıkabiliriz?


 

 

“…Anne babalar artık ellerinden geldiği kadarını değil, yapmak zorunda olduklarını yaparlar… Gözleri saate kilitlenmiş bir durumda kendilerini yatma vaktini beklerler. Zaman sayımını unutmanın hiçbir yolu kalmamıştır.” 

— Helene L’heuıllet, Gecikmeye Övgü



 

 



psikolog

Zamanın öznelliğini yeniden ele alabilsek, ne güzel olurdu! İş saatlerimizi, okul saatlerini ve uyku saatlerini, her çocuğun hızı ve ihtiyaçları doğrultusunda belirleyebilsek. Ancak, gerçek şu ki, çoğu zaman bu tür bir esneklik mümkün olmuyor.

 




 


Peki, yapabileceğimiz şeyler neler?


Çocuğunuz için önerilen uyku saati 21.00 olarak belirlendiyse ve o bu saatte uyumakta zorlanıyorsa, bu durumu sorgulamak öznelliğinizi kazanmanın ilk adımı olabilir. 21.00 yerine 21.15’te uyusa ne olur? Zaman yönetiminde aradaki bu esnekliği sağlıyor muyuz? Sağladığımızda ne değişir?

 

Çocuklar için yapılan öneriler, her yaş grubu için ortalamalar içerir; bunların alt ve üst sınırları vardır. Zamanın öznelliğini tam anlamıyla elimize alamıyorsak bile, bu aralıkta hareket ederek çocuğunuzla birlikte öznelliğinizi geliştirebilirsiniz.

 

Her sabah iş veya okul için evden belirli bir saatte çıkmanız gerekiyorsa, bu bir mücadeleye dönüşüyorsa, burada bir değişiklik yapmayı düşünmelisiniz. Gecikmenin getirdiği gerginlik yerine, sabahları biraz daha erken çıkmayı hedefleyebilir misiniz? Ya da çocuğunuzun hızını göz önünde bulundurarak çıkış için ayırdığınız süreyi artırabilir misiniz? Bu durumda, yetişkin olduğunda zaman yönetimi yapamayacak biri olacağını düşünmek yerine, ona zamanı akışına bırakmanın güzelliklerini öğretmiş olursunuz.

 

Öznellik, her ailede farklılık gösterir.


Her aile ve her çocuk eşsizdir.


Saatlerimiz ve zamanın akışı aynı olsa da, bu sürecin hissedişi bireyseldir. İç ritminizi ve çocuğunuzun iç ritmini keşfetmek için yeterince zaman ayırıyor musunuz? Gözlem yapın, bazen geç kalın ve ardından kendi ritminizi bulmak için gereken süreyi keşfedin. Sürekli bir baskı yerine, zamanın akmasına izin verin. Zaman aktıkça, ulaşabileceğiniz en özgün zaman yönetimi biçimini geliştirin.

 

Zaman, sizin zamanınızdır; başkaları yönetse de, sizin kontrolünüzde olan birçok dakika ve saat var. Toplumun baskısı altında kalmak yerine, kendi zamanınızı yönetin.

 

Zamanın akıp gittiği, kovalamaca oynamadığımız, kendi ritmimizi bulduğumuz ve kendimize ait tik taklarımızın olduğu bir yaşam diliyorum.

 

 

bottom of page